Türk bilim insanına ABD’de ters kelepçe: Ailesi ile en son ne konuştu, makalesi neden engellendi. Kardeşi Odatv’de anlattı

3 Eylül 2025

35 yaşındaki Dr. Furkan Dölek, Çukurova Üniversitesi’nden başlayan akademik yolculuğunu doktora sonrası CERN, Fermilab ve Virginia Tech gibi dünyanın önde gelen araştırma kurumlarına kadar taşıyan başarılı bir parçacık fizikçisi. Ancak, laboratuvarlarda tespit ettiği güvenlik açıklarını ABD Enerji Bakanlığı’na rapor etmesinin ardından baskı ve mobbingle başlayan baskılar peşi sıra devam etti ve şimdi 5 gündür kendisinden haber alınamıyor. Ailesi adil bir yargılama, sağlık güvencesi ve iletişim hakkı talep ediyor.

5 gündür haber alınamayan Furkan Dölek için kız kardeşi Esra Dölek Coşkun ile konuştuk.

– Öncelikle şunu sorayım: Dünden bugüne yani son 24 saat içinde bir gelişme oldu mu?

Hiçbir gelişme yok. Sadece tutuklu olduğunu biliyoruz. Amerika’da işçi bayramından dolayı resmi tatil olduğunu biliyoruz. Bunun dışında hiçbir haber, bilgi yok.

-Siz en son nerede olduğu bilgisine sahipsiniz?

En son Mohawk bölgesindeydi kardeşim, Kanada sınırında. “Oraya çok yakınım. Artık Mohawk bölgesine doğru giriyorum” demişti bize. Görüntülü konuşmuştuk. Biraz sağlık problemleri vardı. Kabrgasında bir ağrısı vardı. Zor şartlarda gidiyordu o bölgeye

-Yürüyerek gidiyor, değil mi?

Evet, yani bir kısmını yürüyerek devam ediyordu çünkü maddi olarak imkanları yeterli değil zaten. Yürüyerek, paylaşım yaparak, dinlenerek, zaten yanına çadır bile almıştı dışarıda kalırım büyük ihtimalle diye düşünerek.

-Bazı mecralarda gözaltına alındığına dair bilgiler geçti, size gelen bilgi var mı?

Biz kardeşimden haber alamadık. En son konuşmamız Mohawk’a çok yakın olduğunu söyledi, sonra biz kardeşimden iki gün boyunca haber alamadık. Daha sonra abime bu yolculuğunda destek veren, yaşadığı haksızlıklara şiddetle karşı duran Amerikalı bir insan hakları savunucusu bizimle iletişime geçti. Abimin tutuklandığını söyledi. Sadece tutuklandığını söyleyebildi, “Elimden geleni yapıyorum, araştırıyorum, nerede olduğunu bilmiyorum, bana da bilgi vermiyorlar” dedi.Bizi o yönlendirdi “arayın, uğraşın, ülkenizin Dışişleri konsolosluğuyla temasa geçin” dedi, biz o şekilde yönlendirdiği için bu noktaya gelebildik zaten. Onun dışında hiçbir haber alamıyorduk ve beşinci gün oldu hala alamadık.

-Yani şu süreçte sesinizi bu noktaya bu kadar duyurabilmenize vesile olan o Karayipli aktivist, insan hakları savunucusu oldu yani?

Evet, o oldu.

-Peki şimdi biraz bu daha önce yaşadığı sıkıntılara dönelim. Çukurova Üniversitesi’nden mezun oluyor abiniz, sonra doktorasını yapıyor İsviçre’de, dünyanın en büyük laboratuvarlarından biri olan CERN’de çalışıyor. Ne kadar kaldı orada?

Uzun bir süreydi, 5 yıldan fazla diyebilirim. Net tarihleri şu an ben de bilmiyorum.

-Orada çalışırken yazdığı makaleler oldu, bunlar yayınlandı.

Evet.

-Peki hangi konuya odaklanmıştı? Onu biliyor musunuz?

Abim parçacık fiziği üzerine çalışıyordu. Karanlık madde üzerine çalışıyordu.

CERN’den sonra Amerika’dan, Virginia Teknik Üniversitesi’nden teklif geldi abime. Burada araştırmacı olması için davet edildi. Virginia Teknik Üniversitesi’ndeki çalışmalar da zaten Fermilab laboratuvarında sürdürülüyor. Yani birlikte çalışıyorlar. Orası yani Fermilab da ABD’de Enerji Bakanlığı’na bağlı. Yine bir nükleer araştırma merkezi Amerika’nın.

-Hangi yıl geçti oraya?

2023 yılının başında, Ocak sonu gibi olması lazım.

-Bu arada bir parantez açmak istiyorum, abiniz paylaşımlarından birinde alyanstan bahsiyor, evli miydi?

İsviçre’de, CERN’de çalıştığı sırada bir meslektaşı ile evlendi. Ancak ABD’ye transfer olmadan önce boşandı. 2 sene oldu.

-Peki ABD’de çalıştığı dönem yaşadığı bazı sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Size bahsetmiş miydi hiç bunlardan?

Evet, ufak ufak. Ama işinin kapsamı bizim hiç bilmediğimiz konular olduğu için bazı şeyleri çok da anlamıyordum. İşte şunu yapıyorum, bu çalışmam çok ses getirecek falan gibi şeyler. Ama detaylarını tabii ki bilmiyoruz.

Peki bu hümitli olduğu çalışmaları yayınlama fırsatını yakaladı mı?

Bazılarını yayınladı. Ama bu çok getirecek dediği çalışmasını yayınlayamadığını, yayınlatmadıklarını söyledi. Bunu sosyal medyada da paylaştı, engellendiğini söyledi.

-Engelleyen İsviçre mi, Amerika mı? Hangi tarafta oldu bu?

Doktora sürecindeydi yanlış hatırlamıyorsam. Çünkü doktora tezinin bir parçası olduğunu yazmış. İsviçre’de yani.

“O FOTOĞRAF ESKİ”

-Mobbing tarzı bir şeyden bahsetti mi?

Bahsetti. Zaten abim Virginia Teknik Üniversitesi’ne gittikten sonra orada çalışmalarına çok hızlı başladı, kendini çok gösterdi. Çok dikkat çekti orada da. Çünkü gerçekten konusunda alanında çok uzmandı kendisi. Orada yine bir güvenlik açığı olduğunu buldu. Nükleer çalışmalar yapılıyor orada. Sağlığı tehdit eden açıkların olduğunu söyledi, sızıntı gibi şeyler… Bunları dile getirdiği için anlaşmazlıklar yaşamaya başladı. Ve akabinde Fermilab’a geçti. Orada da çalışmalarını hızlı bir şekilde geliştirdi. Abim gerçekten nefes almadan çalışan bir insan: Ofisinde, laboratuvarda yatacak düzeyde iş kolik birisi. Yine güvenlik açıklarından bahsetmeye başladı. “Datada eksikler var. Böyle olmamalı” gibi şeyler diyordu. Bu da yetkililer tarafından hoş karşılanmıyor. Yetkililerin konulara kayıtsız kalması üzerine konuyu Enerji Bakanlığı’na raporluyor abim ve o işte zaten ipler orada kopuyor. O rapor yüzünden mobbing’e maruz bırakılıyor.

-Vizesinin iptali nasıl oldu?

Abim oraya J1 vizesiyle gitmişti davet üzerine araştırmacı olarak… Sonra işte bu bahsettiğim olay gerçekleşti, Enerji Bakanlığı’na raporladı… Bu rapordan çok kısa süre sonra aniden ofisine baskın yapıldı. Fermilab için tehlikeli unsurlar içeren şeyler bulundurduğu, tehlikeli şeyler yaptığı gibisaçma bir gerekçeyle onu odasından çıkarmaya çalışıyorlar. Abim “ben burada araştırmacıyım, zorla girmedim” diyor ve yaka kartını gösteriyor. Ama dinlemiyorlar ve ters kelepçe ile ofisinden dışarı çıkarıyorlar. Hatta şu an bazı haber kaynakları abimin tutukluluk fotoğrafı diye bir görüntü yayınlamış, yandan profil, o işte o zamanki baskın sonrası çekildi, eski yani. .

“ABİM AKLANDI AMA HER ŞEYİ İPTAL EDİLDİ”

Bu baskındaki amaç da abimi tutuklatıp Fermilab’dan uzaklaştırmak. Çünkü bakanlığa yolladığı raporlar var. Belki de Amerika’dan uzaklaştırmak tamamen, laboratuvara bir daha tamamen girmemesi, bir daha çalışamamasını istediler. Daha sonra mahkeme süreci başladı. Bir buçuk yıl oldu bu olalı. Ama tabi bu dönemde oturum izni olmadı, J1 vizesi iptal edildi. Tamamiyle sıfır ekonomiyle, işte bizim buradan gönderdiğimiz destekle bu süreci tek başına sürdürdü, avukatlar da girişim yapmadılar. Biraz taraf tutanlar oldu, ondan habersiz iş yapanlar oldu falan. Ama sonunda dava düştü, abim aklandı. Çünkü zaten delil yetersizdi. Zaten bir sebep yoktu. Ama bu süreçte ne olmuş oldu? Abim araştırmacı kimliğini kaybetmiş oldu Amerika’da. Ve işte bunu kazanmak için bir mücadeleye girdi, ama yalnızdı tabii ki. Amerika’nın göçmenlere uyguladığı yeni yaptırımları sonrası biraz tehlikede de gördü kendini ve sosyal medyada paylaşım yaparak kendi protestosuna başladı. Kanada’ya doğru yürüdü. Amacı da Kanada sınırına yaklaşıp orada zaten Kanada polislerine durumu izah edip direkt polise gidecekti ağabey. Öyle Kanada’ya da kaçak yolla falan girme gibi bir durum değil. Sesini duyurmak istiyordu. Çünkü usulsüz hiçbir şey yapmaz benim kardeşim. Orada durumunu izah edecekti. Araştırmacı olduğunu, bilim adamı olduğunu, Amerika’da bu tarz sıkıntılara maruz kaldığını, araştırmacı kimliğini elinden aldıklarını ve haklarını koruya savunamadığını söyleyip oraya iltica başvurusunda bulunacaktı. Bu şekilde bir yürüyüş planladı. Ve süreci de zaten sosyal medyasında paylaştı. Ama en son işte Mohawk bölgesinde tutuklandı. Daha doğrusu tutuklandığını öğrendik işte bu aktivist sayesinde.

-Şu an tek bilgi kaynağınız o kişi mi?

O ama o da şu an Karayipler’de, telefonla uzaktan bilgi alabiliyor.

Bu baskın 1,5 sene kadar önce oldu, yani bu sürecin aslında kopma noktası yaklaşık 1,5 sene öncesine denk geliyor. Ve abinizden haber alamadığınız beşinci gündeyiz.

-Türkiye’den herhangi bir yardım talebinde bulundunuz mu?

Evet, bulunduk. Dışişleri Bakanlığı’nı aradım ben. Çağrı merkezi ile görüştüm. İlk haber alamadığım o iki gün içerisinde aramıştım. Beni konuyla ilgili gerekli yerlere mi aktaracaklarını söylediler. New York Konsolosluğu’na yönlendirdiler. Onlar da dönüş yapacaklarını söyledi. Ve bana bir avukat bulmamız gerektiği söylendi sadece. Ama ben Adana’da yaşıyorum, işi çözebilecek birine nasıl ulaşacağımı bilmiyorum, bunu söyledim. Hiçbir şey yapamayacaklarını, sadece avukat bulmamız gerektiğini yinelediler. “Peki siz bana avukat konusunda yardımcı olabilir misiniz? Yani bünyenizde çalışan avukatlar yok mu? “ diye sordum ama öyle bir uygulamanın olmadığını söylediler. “Mücadelenizi asla bırakmayın” dediler. Biz işte artık çareyi konuyu kamuoyuna duyurmakta bulduk. Sağ olsun medyaya çok ilgi gösterdiler. Ses de getirdi haberler. O gün konsolosluktan tekrar arandım. New York’taki konsolosluktan. Avukat bulup bulamadığım falan soruldu bana. Ben de hala bulamadığımı söyledim. Onlar da “Konuya biz dahiliz, araştırıyoruz. Ama şu an burada bir işçi bayramı.” Hı hı. Eee şu an burada bir işçi bayramı olduğu için bizim de dedi, eee şey yapamıyoruz, iletişim sağlayamıyoruz. Eee bilgi aldığımız ilk anda size döneceğiz” dediler.

Bu arada görüştüğümüz kişilerden şunu öğrendik: Eğer tutuklamayı yapan ICE ise, abimin bizi araması gerekirmiş. En azından şunu istiyoruz. Kardeşimizin sesini duyalım. Bizden beklediği nedir? Ya da beklentisi nedir? Ne yapalım? Onun için ne yapabiliriz? Ama yeter ki ona işte adil yargı imkanı verilsin.

Sağlığının yerinde olduğunu en azından bilmek istiyorsunuz…

Bilelim. Çünkü o kaburga ağrısıyla yola çıkmıştı zaten. Kaburgasında bir sakatlığı vardı. Hiçbir sağlık güvencesi yok Amerika’da 2 yıldır. Hiçbir sağlık güvencesi yok. Hiçbir ekonomik geliri yok. Zaten işten çıkarıld -ki alması gereken orada yüklü bir tazminat da aslında hak etti. Çünkü davası düştü. İtibarının iade edilmesi lazım en azından…

(Fotoğraf, ailesinin Furkan’ı gördüğü son ana ait)

Furkan Dölek’in yayınlanmayan tezinden kesitler

Gözde Sula