Devlet Tiyatroları, Cumhuriyet’in “Yüzyıllık Destan”ını sahneye taşıyacak
Devlet Tiyatroları (DT), Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının verdiği kurtuluş mücadelesinin, 19 Mayıs 1919’dan 23 Nisan 1920’de Meclis’in açılmasına kadar geçen döneminin anlatıldığı “Yüzyıllık Destan: Ateş” oyununun prömiyerini, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yapacak.
Ankara Devlet Tiyatrosunca sahnelenecek oyunun Akün Sahnesi’ndeki provaları görüntüleNdi.
Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandıracak DT Genel Müdür Yardımcısı Emre Başer, Cumhuriyet’in 100. yılında Atatürk’ü sahnede canlandırmanın büyük onur olduğunu vurguladı.
Başer, “Cumhuriyet’imizin 100. yılında bir Cumhuriyet kurumu olan Devlet Tiyatrolarında bu rolü üstlenmek, uykularımı kaçıracak şekilde büyük bir sorumluluk. Layıkıyla çalıştık, doğru aktarmaya özen gösterdik. Metnimiz, yönetmenimiz şahane. İyi bir ekip çalışmasıyla o günleri anlatmaya özen gösterdik.” dedi.
“ATATÜRK’Ü CANLANDIRIRKEN ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNMEK ZORUNDASINIZ”
Mustafa Kemal Paşa’yı oynamanın kolay olmadığını çünkü herkesin aklındaki Atatürk’ün ayrı ayrı kıymetli olduğunu belirten Başer, “Devlet Tiyatrosu sanatçısıyım. Uzun yıllardır sahnedeyim. Birçok rolde oynadım ama hiç bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. Atatürk gibi düşünmek zorundasınız. Duruşunu, bakışını çözümledim ama hem o günleri aktarabilmek hem o mücadeleyi anlatabilmek ve de Atatürk’ü insani yönleriyle yorumlamak oldukça zor. Umarım başarmışızdır.” ifadelerini kullandı.
Başer, DT Genel Müdürü Tamer Karadağlı’nın göreve geldiği ilk gün itibarıyla projeyi zikretmeye başladığını, bu oyunun oynanmasını arzu ettiğini söyledi.
Emre Başer, oyunu her ay birkaç ilde oynamayı planladıklarını ve tüm Türkiye’de sahnelemek istediklerini dile getirdi.
SÜREÇ 3 OYUNLA SEYİRCİNİN KARŞISINDA OLACAK
Oyunun yazarı Haluk Özenç de Cumhuriyet’in 100 yıllık sürecini anlatan oyunların olması düşüncesiyle 2019’da araştırmalara başladığını ve 40 bin sayfanın üzerinde kaynak okuduğunu belirtti.
Özenç, şu ifadeleri kullandı:
“Yazmaya başladığımda 19 Mayıs 1919’dan 29 Ekim 2023’e kadar olan süreci çok güzel nasıl seyirciye aktarabiliriz, bunun çabası içine girdim. Zorlu bu süreci 3 döneme ayırdım. 19 Mayıs 1919’dan 23 Nisan 1920’ye kadar olan dönem birinci bölüm. İkinci bölüm, 30 Ağustos 1922’ye kadar yani Büyük Taarruz’un kazanılmasına kadar olan süreci, üçüncü bölüm ise 30 Ağustos 1922’den 29 Ekim 1923’e kadar anlatıyor. Tek tek yazdım. Devlet Tiyatroları, çalışmalarımı değerlendirdi, eser olarak kabul etti. İlk bölümü yani ‘Yüzyıllık Destan: Ateş’ ile 29 Ekim’de prömiyer yapacağız. Diğer bölümleri de 2024’te sahneye koyacağız.”
“AMACIMIZ 100. YILINDA CUMHURİYETİ GELECEK NESİLLERE EN DOĞRU AKTARMAK”
Prömiyeri yapılacak eserde, 23 Nisan 1920’de Meclis açılıncaya kadar neler yaşandığını, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kol kola çıktıkları süreci, Anadolu’da yakılan ateşi anlatacaklarını dile getiren Özenç, “Atatürk’ü, o yılları anlatmak o kadar zor ki. Okumak, araştırmak önemli. En önemlisi Atatürk’ü doğru anlatmak zorundayız. Kurtuluş Savaşı çok zor kazanıldı. Amacımız, yeni nesillere 100. yılda o zamanlar neler yaşandığını, en sıcak, en doğru ve en samimi şekilde sahnede anlatabilmek.” dedi.
ATATÜRK’ÜN SİLAH ARKADAŞLARI DA CANLANDIRILACAK
Özenç, Amasya Genelgesi’nin altında imzası olan, Mustafa Kemal Paşa’nın yanına alarak mücadeleyi başlattığı Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele’nin sahnede canlandırılacağını belirtti.
“Milli Mücadele’deki kıymetli paşalarımızın hepsini anlatmamız gerekiyor. Hepsinin Milli Mücadele’de önemli dokunuşları var, emekleri var. Başta Mustafa Kemal Paşa, o olmasaydı olmazdı.” diyen Özenç, oyunun hayata geçmesinden büyük onur duyduğunu kaydetti.
“DİNAMİK BİR OYUN YARATMAK İSTEDİM”
Oyunun yönetmeni Barış Erdenk ise tek perde ve 70 dakikalık oyunda, seyircinin hem bu süreci anlaması, öğrenmesi hem de sıkılmadan sürece dahil olması için çalıştıklarını söyledi.
“Tüm unsurları bir arada göstermek için tiyatro açısından ‘açık biçim’ özelliklerini kullandım. Oyunda 15 anlatıcı var. Burada bir kök kostüm olacak ve anlatıcılar çeşitli rolleri oynadıklarında üstlerine aksesuar eklemeleri yapılacak. Paşaları tek kostümle yani üniformalarıyla göreceğiz.” diyen Erdenk, dans ve dekorda soyutlamaya gittiklerini bildirdi.
Seyircilerin sahnede bir köprü göreceğini, bunun geçmiş ve şimdiyi yansıttığını belirten Erdenk, köprünün önündeki döner sahnenin de tarihsel yolculuğu yansıttığını ifade etti.
Oyunculara ve tüm teknik ekibe teşekkür eden Erdenk, “1,5 yıllık süreci 20 kişiyle çözmek, oyuncuların pek çok role bürünmesi ve bunun üzerinden dinamik bir oyun yaratmak istedim. Bunun zorlukları oldu ama oyuncular büyük motivasyonla oynadı. Bu ekip, Cumhuriyet’imizin 100. yılını gördü ama ekibimizin çoğu yaşı gereği 150. yılını göremeyecek. Bu tarihi bir sorumluluk, biz buraya not düştük. İmzamızı gönül rahatlığıyla koyuyoruz.” diye konuştu.
“100. YILI ÇOK COŞKULU YAŞAMAK VE SEYİRCİYE YAŞATMAK İSTİYORUZ”
Ankara Devlet Tiyatrosu Müdür Yardımcısı ve oyunun yönetmen yardımcısı Ulaş Ersoy da bir Cumhuriyet kurumu olarak Cumhuriyet’in 100. yılını güçlü şekilde kutlamak, anmak, bu mirasa sahip çıkmak adına yoğun çaba gösterdiklerini vurguladı.
Ulaş Ersoy, şunları kaydetti:
“Mustafa Kemal Paşa’nın mücadelesini iyi anlatmamız gerekir. ‘Bu ülkeye üniformasız da hizmet edebilirim.’ diyen silah arkadaşları var Mustafa Kemal Paşa’nın. Biz de Ankara Devlet Tiyatrosu olarak bu sorumluluğu üzerimize aldık. 100. yılı çok coşkulu yaşamak ve seyirciye yaşatmak istiyoruz. Oyunda dans ve müzik o kadar bir ruha büründü ki, Kurtuluş Savaşı’nı hissettirecek kadar coşturacak seyirciyi.”
Koreograf Sibel Erdenk, eserin anlatıldığı döneme benzemeye çalışmadıklarını, daha düşünsel bir dans koreografisi planladıklarını anlatarak, “Savaşla ilgili kısımlarda, askeri düzenle ilgili kısımlarda bir çizgi belirlemek ve coşkuyu yaratmak üzere bir dans belirledik. Çağdaş ve modern bir bakış oldu. Müzik ve kostümler de modern oldu. Çağrıştıran bir biçimleme oldu.” dedi.
Dekoru Emre Satı, kostümleri Özge Akarsu, ışık tasarımı Osman Uzgören ve Mustafa Bal, müziği Gürkan Çakıcı imzası taşıyan oyun, 29 Ekim, 31 Ekim, 1-4 Kasım’da Akün Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak.